22 Mart 2024
Mutluluk Sırları

SEVGİ Mİ KORKU MU?..

SEVGİ Mİ KORKU MU?..

Aslında insanda temel olarak iki duygu var; Sevgi ve Korku. Diğer bütün duygular bu ikisinin varyasyonlarıdır. Olumsuz bütün duygu,  düşünce ve eylemlerimizin kaynağı korkudur, olumlu olanlarınınki de tabii ki sevgi..

Peki hangisi daha güçlü? Okuyun fikrinizi paylaşın lütfen..

Dolunay isminde  çok eski bir kız arkadaşım var, sonradan  tanıdığım bir de sevgilisi; İlhan..

İlhan ile birbirlerini çok seviyorlardı. Herkesi imrendiren bir sevgi,  tutku ve bağlılık vardı aralarında. İlhan çok seviyor Dolunay  da sevgisiyle birlikte vefa ve hoş görüsüyle inanılmaz katkı yapıyordu bu birlikteliğe. Evlilik hazırlıkları yapıyor, Akçay Kızıl keçili köyüne yerleşmek, huzur içinde bir hayat sürmek için planlar yapıyorlardı. Çokta yakışıyorlardı birbirlerine. Derler ki “akıl planlar kader bozar”, aynen de öyle oldu. İlhanın ailesindeki pürüzler hastalıklar, üstüne üstelik işlerinin de çok kötüye gitmesiyle plan ertelendi. Birliktelikleri sorunlara rağmen hala coşkuyla devam ediyor, Dolunay inanılmaz sabır ve metanet gösteriyor, her anlamda sevdiğine destek oluyordu.  Sevgilisi ise bozulan işleriyle hacizler falan derken iyice yalpalamaya başladı.  İnişe geçen ilişkileri bir süredir limoni iken son günlerde sevgilisi işlerini düzeltmeye başlamış araları tekrar ısınmaya başlamıştı.

İlhan babasını kaybetmenin şokunu atmış işlerini tekrar toparlamaya başlamış, pürüzleri halletmiş büyük bir tutkuyla tekrar Dolunay’a sarılmış, onun güvenini sağlamaya çalışıyordu. Ancak..

Dolunay geçen gün bana gelerek,  çocukluktaki mahalle arkadaşıyla karşılaştığını, gençliklerinde birbirlerinden hoşlandıklarını ve sonradan duygularının küllenip gittiğini ama çocukluk arkadaşının şimdi kendisine çok ilgi gösterdiğini ve evlenmek istediğini söyledi. Kendisinin de artık beklemekten bıktığını ve gönlünün kaymaya başladığını, artık yaşının geçtiğini ve bir an önce evlenmek, bir çocuk daha yapmak istediğini, menopozu geciktirmek için ilaçlar aldığını bunun da kendisini şişmanlattığını, beğenilmemekten korktuğunu, hem artık İlhan’ın kendisini sevdiğine inanmadığını,  hem de kendi annesinin yaşadığı sorunlar yüzünden artık onu istemeyeceğini, çocukluk aşkının hem daha genç olduğunu gibi bir sürü bahaneler sıraladı.

Bahaneler diyorum ona da söyledim, bir kere bunları anlatırken gözlerine bir bulut çöküyordu, çünkü bunca kendine bulduğu, tutunduğu delile rağmen kendisi sevdiğini söylememişti başta, bu da büyük bir eksiklikti ve emin değildi duygularından. Ya da karşı tarafta bir sıkıntı vardı söyleyemiyordu hem kendine hem bana.. İnandırmak istiyordu kendini hikayesine. Aynen ifade ettim bir daha düşünmesini istedim.

Ayrıca Ahmet konusunda da dikkatli olmasını hem onun hem kendinin duygularının bir daha tartmasını istedim. Ahmet ne kadar doğruydu, belki çok iyi bir insandı ama sonuçta bir erkekti. Erkeklerin de genelde gençliklerinde ulaşamadıkları ilk aşklarına karşı büyük bir arzu beslediklerini, çünkü bu duyguyla ilk tanıştıkların zaman olduğu, bunu içlerinde adına sevgi diyerek balon gibi büyüttüklerini, bir zaman gelipte o eski sevdiklerine ulaşabileceklerini anladıklarında(ulaşmasalar bile) içlerindeki ateşin bir den söndüğünü, hatta bazılarında bu duygunun kine ve nefrete bile dönüştüğünü söyledim, dikkatli olmasını istedim.

Neden onaylamadım diye biraz kızgın biraz kırgın gitti.

Kafam bunlarla meşgulken iki gün önce bir rüya gördüm. “Dolunay elinde Türk Bayrağı köprü üstünde duruyordu,  köprünün diğer ucunda elinde başka bir ülke(mavi çizgili bir şey) bayrağı olan Ahmet duruyordu. Birden ona karşı bayrağı kaldırarak koşmaya başladı, ben Ahmedin de ona doğru heyecanla koşacağını beklerken hiç yerinde kıpırdamadı,  bayrağını usulca katladı, koynuna sakladı, Dolunayın ona doğru koşuşunun azameti karşısında sinsice gülümseyerek diz çöktü.”   Uyanınca tüh dedim, kanaatim doğru, Dolunay Ahmedi zorlamış evlilik için o da sanırım Dolunaya yıllarca ulaşamamanın verdiği dürtüyle şimdilik teslim olmuş gibi yapmıştı, Ahmet koynunda başkasına ait bir bağlılık taşıyordu, ona hükmeden başka bir otorite daha vardı. Hem diz çökmek kadına yakışırdı, kadın tabi olacak erkek onu koruyacak, tersi çok vahim sonuçlar verir, vermiştir de.. Rüyalarımı danışanlarımla paylaştığımda hep iyi sonuçlar vermişti, ama bu sefer Dolunay’a anlatmak istemedim, çünkü kendisine müdahale edildiğini düşünecekti.

Şimdi sizce ne olacak, İlhan’ın sevgisi mi kazanacak Dolunayın korkularımı?

2 thoughts on “SEVGİ Mİ KORKU MU?..

  • Ayşegül

    Kazanan sevgi olsaydı şaşırırdım zaten!! ☺️

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir